Ana içeriğe atla

Boyut Macerasi Bolum 2/2

Boyut Macerası 2/2

Merhaba arkadaşlar boyut macerası 2. Bölümle  devam ediyorum. Ülgen kardeşim sayesinde gelen geri dönüşleri değerlendiriyorum kendisine teşekkür ederim.




Benim peşimi bırakan varlıklardan sonra boyuta ilk girdiğim yerdeki agacın yanına tekrar geldim, biraz inceledim agacı baya yaşlı bir agaca benziyordu. Agacı bir güzel incelerden 1 2 tane kısa boylu ama aşırı hızlı hareken varlık geldi benden bana ait olan birşey çaldılar, onların senden birşey çaldığını anlaman için gerçekten uyanık olman gerekli, benden sembolümü çalan varlıgı yakaldım ve aldım  diğeri kaçtı. Sembölümü alıp koydum yerine ve uçarak yukarı çıktım  havada süzülürken rüzgarı hissedebiliyordum  ve bulutların üzerinde bulunan kocaman kapıları olan kütüphaneyi gördüm içeri girdim. Kütüphane girişine bekciler veya korucular vardı. Tabiki bilgiler evrenseldir fakat korunmasıda gerekir. Ben kutuphaneye girdim beni bir varlık karşiladı (varlıgın ne olduğunu biliyorum fakat malesef size söyleyemiceğim) Varlık beni test etti, kendince  kurnazlık yaptı ama başaramadı. Kutuphaneye erisim sağladım ve yürüyerek kitapları inceliyorum bir diğer yandanda etrafıma bakıyorum, karşımda kutuphanenin sonunda bir asa gördüm ama sifrenmis bir asa çok uzun yıllardir orda duruyormus. Ben asayı incelerken yaşlı beyaz sakallı  masanın önünde formuller bulunan bir varlık bana dediki eğer asanin sifresini çözersen senindir, uzun yıllardır kimse cözemedi sende şansını dene dedi. Ben ise bir demeden denemeye başladım aslında şifreyi ben çözmüyordum tamamen bilincim kendisi yapiyordu (asanın şeklini cizip atacağım) ve çözdüm sifreyi (zincirlerle şifrelenmiş) aldım asayı yandaki benimle konusan beyaz sakallı varlığa baktim bana gülümsedi. Neyse kütüphaneden çıkmak için merdiven basamaklarını inerken elimdeki asa birden bir hayvana dönüstü ben ise korkup elimden attım. Ve çabucak çıktım boyuttan. Sonradan öğrendimki çok değerli bir asaymıs ve onun özelliği oymus :) asanın şifresini çözdük fakat kısmeti bizim değilmiş.



Diğer bölümde gizli boyut 2 ile devam edecegim.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Güzellik Nedir ?

Güzellik nedir? Öznel ve nesnel yanları hangisidir?Evrensel güzellik var  mıdır? Varsa ölçütleri nelerdir?                  “Güzelliği görme yeteneğini kaybetmeyen asla yaşlanmaz.”  Franz Kafka Günlük yaşamımızda evde, işte, okulda, parkta gezerken, doğada birçok yerde şu "güzel dediğimiz" şeylerle karşılaşıyoruz.Peki güzellik nedir?Güzel olan nedir?Kimdir? İlk başta belki de basit ve biraz da çocukca geldi size bu soru. Ancak tanımlara bile değinmeden, öznel mi / nesnel mi karga şasına gelmeden önce bunu düşünmek biraz erken diyelim ve hemen geçelim şu tanımalara: Güzellik, bir canlının, somut bir nesnenin veya soyut bir kavramın algısal bir haz duyumsatan; hoşnutluk veren hususiyetidir. Hayranlık uyandıran, beğenilen niteliktir. Güzellik bir şeyin önyargısız yaklaşılma, beğeniye uygun olma sebebidir. Gözle görülen nesneler (güzel bir yüz, güzel bir bina gibi), kulakla işitilen bir müzik, dil ile tadılan bir y...

Evrenin hafızası - Akaşa kayıtları

Bilim ilerledikçe milyon hatta milyar ışık yılı uzağımızdaki yıldızları, galaksileri tespit ediyor, gözlemliyoruz, fakat bir türlü uzayın sınırlarına varamıyoruz. “Rölativite teorisi” uyarınca, yıldızların ve galaksilerin şu an daki hallerini değil, uzaklıkları ile doğru orantılı olarak geçmiş zamandaki durumlarını görmekteyiz. Yani, baktığımızda gördüğümüz, Güneş’in sekiz dakika önceki dünyadan yüz ışık yılı uzaklıktaki bir yıldızın yüz yıl önceki, bize en yakın galaksi olan Andoremeda'nın, iki buçuk milyon yıl önceki halini görmekteyiz. Uzayda ne kadar uzağa gidersek, zamanda da o kadar “geçmişe” gidiyoruz. Bizden 700 ışık yılı uzaklıktaki bir yıldızdaki gözlemci gelişmiş teleskopu ile dünyaya baksa Osmanlı devletinin kuruluşunu, Bizans İmparatorluğunu, 60 ışık yılı uzaklıktaki ikinci dünya savaşını, 200 ışık yılı uzaklıktaki Fransız İhtilalini, 500 ışık yılı uzaklıktan bakan ise İstanbul’un Fethini, Fatih Sultan Mehmet’in atının üzerinde surlardan şehre girişini ...

Karşılıksız Yapılan Iyilikler...

Şu hayatta hâlâ iyi insaların olduğunu bilmek beni mutlu ediyor. Hiçbir karşılık beklemeden yardım eden insanları, karşılıksız yapılan iyilikleri bilmek bana kendimi insan hissettiriyor. Zaten iyilik dediğin karşılıksız yapılmaz mı ? Sen onu bir amaçla yaparsan karşılığında birşey beklersen o iyilik olmaz ki, o çıkarcılık olur. Bir abime bu dünya niye dönüyor diye sorduğum zaman bana çok garip bir yanıt verdi hiç beklemiyordum aslında, bana dediki bu dünya iyi insanların hatrına dönüyor. Gerçektende öyle bu dünya iyi insanların hatrına dönüyor...  Hiç fark ettiniz mi bizi giderek robot, robotlarıda giderek insan yapmaya çalışıyorlar. Benim elimde olan telefon şuan bu yazıyı yazmama yarıyor peki benim yerime bir robot bu yazıyı yazsaydı nasil olurdu ?  Yazının içinde duygular olurmuydu ? Benim hislerim olurmuydu ? Benim deneyimlerim olurmuydu o belki olurdu ama duygularımı ve hislerimi hiç bir zaman yansıtamazdı. Belki insanlar gibi iyilik yaparlardı ama içlerinden ...