İsyandan, insandan gidiyordum, bu gidişlerin ilki değildi tıpkı ölümler gibiydi, sokağa çıkıyorum gökyüzü baskı yapıyor başıma, kitap okuyorum laf sokuyor cümleler gözlerime sonra dinleyemiyorsun hiçbir müziği bir at koşusu sesi geliyor içinden, gitmelerin ölümlere eş değer olduğunu anlıyorsun... Sapık damgası yiyen duygularım ağlıyor, yağmur sözlerime ciselerken fark ediyorum damlayanın göz yaşı olduğunu. Sokakta küçük çocuklardan yediğim dayaklar geliyor aklıma, taciz edildiğim sanayi ortamı kemiriyor geleceğimi... Özgürlüğüme kavuşmayı beklerken en diplere sürükleniyordum orda ağlamıyor, gülmüyor, üzülmüyordum çünkü yalnızlık o kadar hiçliğe yakındı ki duygularım bile gelemezdi... Dua eder oluyorsun içinde intihar gücü olsun diye, cesedini görmesin diye annen planlar yapmaya başlıyorsun, atlıyorsun, asıyorsun, kesiyorsun ama her sabah yine doğuyorsun. Anlam veremiyorum böylesi bir dünyaya neden geldiğimi sahi ann...
Kelebek ayları değil anları sayar ve yeterince de vakti vardır. ᠌ ᠌ ᠌ ᠌ ᠌